21 Mayıs Dünya Süt Günü
22 Mayıs 2019

     Süt ve süt grubu besinler başta çeşitli memeli hayvanlardan (inek, koyun, keçi, manda) sağlanan süt ile yoğurt, peynir, kefir, dondurma vb. sütlü tatlılar ve süttozu gibi sütten yapılan ürünlerdir. Süt ve ürünleri yüksek kalitede protein, kalsiyum, fosfor, çinko, B1(tiamin), B2 (riboflavin), B6, B12 ve niasin olmak üzere birçok besin ögesi için önemli kaynaktır. A, D, E ve K vitaminleri süt yağında bulunur. Süt yağına sarımsı rengi veren içerisindeki karotenoidler ve floresan rengini veren riboflavindir. Süt yağı azaldıkça yağda çözünen vitamin içeriği de azalır. Zenginleştirilmemiş sütte D vitamin çok düşük düzeydedir. Başta çocuklar ve gençler, doğurganlık çağındaki kadınlar ve yaşlılar olmak üzere tüm yaş grubundaki bireylerin süt ve ürünlerini hergün tüketmesi gerekmektedir.

     Süt ve ürünleri grubunda yer alan yiyecekler, kalsiyumundan zengin olmaları nedeniyle özellikle çocuk ve adolesanlarda kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişmesi, yetişkinlerde ise kalp-damar hastalıkları, inme, yüksek tansiyon, Tip II diyabet, osteoporoz, kolon kanserinden korunmada ve vücut ağırlığının yönetiminde önemlidir. Süt ve ürünlerinin yanı sıra balıklar (özellikle kılçığı ile beraber yenilenler), koyu yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıl ürünleri, pekmez, zenginleştirilmiş bazı yiyecekler, badem ve kuru baklagiller de belirli bir miktar kalsiyum içerir, ancak bunlardan sağlanan kalsiyumun vücutta kullanımı süte göre daha sınırlıdır.

Süt ve süt ürünleri doymuş yağ asitleri ve kolesterol içerir. Yağ ve kolesterol alımının diyette sınırlandırılması gereken kişilerin; yağ miktarı azaltılmış veya yağsız süt, yoğurt ve peynirleri tercih etmeleri gerekir. Yağsız veya az yağlı süt ve ürünlerinin tercih edilmesi, tam süt ve ürünlerindeki aynı besin ögelerini sağlar, daha az doymuş yağ asitleri içerir, bu nedenle de daha az enerji sağlar. Süt ürünlerinden peynirin tuz içeriği yüksek olduğundan tuz tüketiminin azaltılması amacıyla az tuzlu veya tuzsuz peynirlerin tüketimi tercih edilmelidir. Çiğ süt ve pastörize edilmemiş sütlerden yapılan peynir ve benzeri besinler Brusellozis hastalığına neden olacağından sokakta satılan kaynağı bilinmeyen sütler tüketilmemeli, pastörize veya UHT (uzun ömürlü) süt tercih edilmelidir.

Bazı bireyler, alerji, süt şekeri olan laktoza karşı duyarlılık (laktoz intoleransı) nedeniyle veya yanlış inançlarından dolayı süt tüketmezler. Laktoz duyarlılığı olan bireyler için, düşük laktoz içeren süt veya laktozsuz süt ürünleri bulunmaktadır. Alerji veya duyarlılık durumunda hekim ve diyetisyen ile görüşülmelidir.

Her gün, çocukların, adölesan dönemi gençlerin, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 2–4 porsiyon, yetişkin bireylerin 2,5-3 porsiyon süt ve ürünlerini tüketmeleri gerekmektedir. Bunun anlamı günde bir porsiyon süt, bir porsiyon yoğurt ve bir porsiyon peynir olabildiği gibi tolerans durumuna göre eşdeğeri tüketimler olabilmektedir. (Bir kupa (240 ml) süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu büyüklüğünde (60 gr) peynir bir porsiyondur).

Her yaştan insanın, ama özellikle çocukların sağlığı için vazgeçilmez temel besin kaynağı süt ve süt ürünleri (yoğurt, peynir) tüketimi, ülkemizde düşük düzeylerde seyretmektedir. 2010 Türkiye Beslenme Sağlık Araştırması analizlerine göre 18 yaş altı çocuk ve adolesanların %74’i (her 4 kişiden 3’ü)  “Süt Yoğurt Peynir Grubu” besinleri önerilerin altında tüketmektedir. Aynı yaş grubunun sadece %26’si (dörtte 1’i ) yeterli düzeyde tüketmektedir.  2010 yılında kişilerin %75’i Süt-Yoğurt-Peynir Grubu Besinleri önerilerin altında tüketmekte olup, bu grupta kişi başı yıllık süt tüketimi 6,2 lt dir. Toplumun % 25’i ise Süt-Yoğurt-Peynir Grubu Besinleri önerilen düzeyde tüketirken bu grup içerisinde yıllık süt tüketimi, kişi başı 34 lt dir.